Yarış oyunları her zaman oyun sektörünün en çok alıcısı olan
oyunları olmuştur. Yarış oyunları arasında bazı oyunlar vardır ki diğer
oyunlardan kendini sıyırır ve yarış oyunlarını sevmeyen insanları bile
ekran başına oturtur. Burnout serisi bu tarz oyunlara çok güzel bir
örnektir. Yarış ve hız merakının yanı sıra kaza yapma anının heyecanı ve
keyfini oyun dünyasına getiren ilginç bir seridir Burnout. Serinin her
oyunu kendini geliştirmeyi bilmiş ve yapımcı firma Creterio getirdiği
yeniliklerle Burnout serisini taze ve uzun süre oynanan bir oyun olarak
tutmayı başarmıştır.
Burnout Paradise kuşkusuz serinin en büyük değişimini geçirmiş oyunu.
Bu değişimin kaynağı da oyuna adını veren Paradise City. Yarış
severler için cennet olarak nitelendirilen bu şehir daima heyecan olan
ve hiç durmayan devasa bir şehir. Eski Burnoutlardaki gibi yarışları
haritadan seçip oynamıyoruz artık. Kendimiz aracımızla şehirin
istediğimiz yerine yolculuk yapabiliyoruz. İstediğimiz yarışlara
aracımızı sürerek gidiyor ve canımız sıkıldığında müsabakaları bir
kenara koyup Paradise City’de istediğimiz gibi hız yapıp
eğlenebiliyoruz. Macera oyunlarında sıklıkla
görmeye başladığımız sandbox oyun tarzı (Sandbox oyunlar: Bulunduğunuz
mekanda istediğiniz gibi gezinip istediğiniz şeyleri özgürce
yapabildiğiniz oyunlar, Gran Theft Auto gibi) bir yarış oyununa ancak bu
kadar güzel adapte edilebilirdi heralde. Burnout serisi sadece yarış
değil kaza yapmayı da eğlenceli bir hale getirdiği için bu değişim oyuna
büyük bir lezzet katmış. Paradise City tamamen bu kıstaslar üzerine
kurulmuş çok eğlenceli bir şehir.
Müsabakalar ise şehirin her yerine dağılmış durumda. Yollarda
karşınıza çıkacak olan her bir trafik ışığında bir müsabaka var.
Müsabakalar bir kaç ana daldan oluşuyor ve ekranda görebileceğiniz
küçük haritada trafik ışıklarının olduğu dönemeçlerde değişik renklerle
hangi tarz müsabakalara girebileceğiniz açıkça gözüküyor. Herhangi bir
trafik ışığına gidip R2 ve L2 tuşlarına aynı anda bastığınızda
müsabakaya katılıyorsunuz.
Mavi renkle belirtilmiş olan köşelerde bildiğimiz basit yarışlara
katılabiliyoruz. Bu yarışlar bulunduğunuz noktadan başka bir noktaya
kadar olan yarışlar ve diğer yarışçılardan önce bitiş çizgisine
ulaşmanız gerekiyor. Yarış sırasında rakiplerinizi yolun dışına iterek
veya başka araçlara çarptırarak turbo kazanabiliyorsunuz. Ayrıca yarışı
istediğiniz istikametten giderek bitirebiliyorsunuz. Bu da yarışları
bile istediğiniz gibi şekillendirmenizi sağlıyor.
Kırmızı renkteki köşelerde Road Rage adındaki müsabakalara
katılıyoruz. Road Rage’de belirli bir süre içerisinde belirli sayıdaki
rakibi takedown yapmamız gerekiyor. Takedown demek rakip araca kaza
yaptırıp oyundan egale etmek demek. Road Rage sırasında bir aracı
takedown yaptığınızda bir miktar süre kazanıyorsunuz. O yüzden bu
müsabakada süreden çok aracınızı sağlam tutmanız önemli. Üç kere kaza
yaptığınızda aracınız kritik hasar almış oluyor ve yarış sizin için
bitiyor. Eğer haritada ingiliz anahtarı simgesi ile gösterilen tamir
bölgelerinden geçerseniz aracınız yenileniyor. Road Rage’de hangi yöne
gittiğinizin bir önemi olmadığı için, tamir noktaları arasında yol
almanız çok faydalı olabilir.Yeşil renkteki köşeler Stunt Run
müsabakaları. Stunt Run’da belirli bir sürede belirli bir puanı
kazanmaya çalışıyoruz. Puanları yaptığınız riskli hareketler sayesinde
alıyorsunuz. Rampalardan uçmak, drift dediğimiz aracı kaydırarak
virajları almak veya çok aşırı hızlara ulaşmak gibi bir çok seçeneğe
sahipsiniz. Fakat bu müsabakalar gerçekten zor ve yüksek puanlar almak
için yüksek uçuşlar yapmalı ve haritanın değişik yerlerine dağılmış
olan Burnout tabelalarını parçalayıp x2 puan arttırıcıları
bulmalısınız. Bu müsabakalara girmeden önce o bölgede daha çok
nerelerden puan alabileceğinizi hesaplayıp da yarışa başlamanızı
tavsiye ederim.
Sarı renklerdeki köşeler Marked Man adındaki müsabakalara ait. Marked
Man’de bir yerden bir yere tek parça olarak varmaya çalışıyoruz. Süre
sınırlaması olmasa da sizi indirmeye çalışan delirmiş sürücüler
başınızın belası olacaklar.
Son olarak da turuncu renkteki köşeler özel yarışlar için. Bu
köşelerde sadece belirli bir araçla yapabileceğiniz Burning Route
yarışı var. Bu yarışlarda belirli bir sürede bir yerden bir yere
ulaşmaya çalışıyorsunuz. Eğer başarabilirseniz kullandığınız aracın
modifiye edilmiş yeni bir versiyonu kolleksiyonunuza katılıyor.
Oyunda aynı eski Burnout’larda olduğu gibi zamanla açabileceğiniz
onlarca araç var. Müsabakaları bitirdikçe yeni açılan aracın Paradise
City sokaklarında dolaştığı haberini alıyorsunuz. Bu haberi duymak o
aracı kullanmak için yeterli değil. Sokaklarda gezinirken o aracı
gördüğünüzde yakalayıp indirmelisiniz. O zaman araç kolleksiyonunuza
katılıyor. Sahip olduğunuz araçları görmek veya değişik bir aracı
kullanmak için haritada bulabileceğiniz araba mezarlığına gidip
istediğiniz aracı seçebilirsiniz. Araçlar listenize yeni eklendikleri
zaman en azından bi kere tamirhaneye gidip aracı yenilemelisiniz. Ondan
sonra araba mezarlığında aracın desen ve renklerini değiştirme şansına
sahip oluyorsunuz.
Oyunda D sınıfı ehliyetle başlıyorsunuz ve A’ya kadar çıkıyorsunuz. A
sınıfı ehliyetten sonra oyunun yaklaşık %30-40′ını bitirmiş
olabilirsiniz. Asıl zor olan %60′lık bölümü daha yeni başlıyor. A sınıfı
ehliyetten sonra uzun bir süre Paradise City özel ehliyetini almak
için uğraşacaksınız ve ötesinde Elite tipi ehliyete kadar süren uzun
bir yol var. Oyun gerçekten dopdolu ve uzun. Oyunu % 100 bitirmeyi
düşünenlere şimdiden kolaylıklar diliyorum.
Paradise City sokaklarında dolaşırken istediğiniz zaman Start tuşuna
bastığınızda ana menüye geliyorsunuz. 3 ana başlıktan oluşan bu menüde
oyunun detaylarını görüp bazı ayarlamaları yapabilirsiniz. Bu
başlıklar sırası ile şunlar;
Driver Details: Ehliyetinizi ve şu andaki durumunuzu görmeye yarayan
bölüm. Burada License bölümünde oyunun ne kadarını tamamladığınızı, kaç
arabaya sahip olduğunuzu, kaç müsabakaya katıldığınızı vs.
görebelirsiniz. Records bölümünde şu ana kadar yaptığınız en iyi drift,
en yüksek uçuş gibi rekorlarınızı görebilirsiniz. Son olarak da
Discovery bölümünde oyunda kaç uçuş rampasını, kaç dur tabelasını
indirdiğinizi veya kaç Burnout tabelasını parçaladığınızı
görebilirsiniz.
Under the Hood: Burada oyunun Save/Load seçenekleri ve ayarlarına ulaşabilirsiniz.
Paradise City Online: Burada da online skorlarınızı ve geçmişinizi görebilirsiniz.
Burnout Paradise online oyunlara da büyük bir değişiklik getirmiş.
Oyunu online oynamak istediğinizde diğer oyunlarda olduğu gibi bir
menüye ve oradan da bir lobi ekranına gitmiyoruz. Oyunda istediğiniz
zaman sağ yön tuşuna basıp online oyuna bağlanabilir ya da yeni bir online oyun
yaratabilirsiniz. Oyun o anda bulunduğunuz yerde online oyunu
başlatıyor. Yani ne bir yükleme ekranı ne de bir lobi ekranına
geçiyoruz. Paradise City’nin kendisi lobi ekranı oluyor bile
diyebiliriz.
Online olarak da aynı tek kişilik oyundaki gibi bir özgürlüğe
sahipsiniz. İstediğiniz gibi dolaşabilir istediğiniz zaman bir yarış
veya müsabaka başlatabilirsiniz. Online olarak normal yarışlar dışında
çok değişik müsabakalar başlatabiliyorsunuz. Oyuncu sayısına göre
değişik müsabakalar var ve multiplayer oyunların tümü çok zevkli.
Bu arada tüm yarış tiplerinden bahsettik ama Burnout serisinin ünlü
kaza yapma bölümü olan CRASH’den bahsetmedik. Crash, Paradise’da
Showtime adı ile geliyor. Showtime için özel bir yarış tipi yok,
aslında showtime bir müsabaka tipi bile değil artık. Oyunda istediğiniz
anda L1 ve R1 tuşlarına aynı anda basarak showtime’a geçiyorsunuz.
Aracanız aynı eski Crash’de olduğu gibi patlıyor ve diğer araçların
üzerine doğru yönlendirebiliyoruz ve araçların üzerinde değerleri
rakamlarla belirtiliyor. Eski oyunlardan farklı olarak bu patlamayı X
tuşuna tekrar tekrar basarak devam ettiriyor oluşumuz. Yeni bir araca
çarptığınız sürece kombo devam ediyor ve tekrar X tuşu ile patlayıp
ilerlemeye devam ediyoruz. Showtime çok eğlenceli olmuş ve 15 dakika
boyunca haritanın bir köşesinden öbürüne patlayarak ve hoplayarak
gitmek mümkün. Fakat eskisi gibi offline multiplayer crash müsabakası
yapamıyor oluşumuz çok üzücü.
Oyun tüm bu içeriği muhteşem grafikler ve bir o kadar muhteşem fizik
yapısı ile bizlere sunuyor. Oyunda görsel olarak rahatsız edici veya
kötü diyebileceğiniz neredeyse bir texture bile yok. Araçları sadece
sürerken değil kaza yapıp hurdaya çevirirken de bu oyunu ne kadar
başarılı bir takımın yarattığını anlıyoruz. Araçlarımız kaza sırasında
tuzla buz olurken camların parçalanması, kaportanın içeri geçmesi,
aracın darbelerin şiddeti ile konserve kutusu haline gelmesi muhteşem
yapılmış. Ayrıca kazalardan sonra değişik açılardan, kazayı ve
aracımızın attığı taklaları görebileceğimiz kameralarda oyunu görsel
açıdan zenginleştirmiş.