Transformers ismini duymayanımız
oldukça azdır herhalde. Birçoğumuzun çocukluk yıllarında var olmuş ve
günümüze kadar ulaşmayı başarmış olan robotlar ilk olarak Çizgi-roman,
sonra oyuncak maketler, çizgi film derken bu kez de ortaya büyük bir
sinema filmi projesi ile çıkıyor. (Aslında yıllar önce bir sinema
uyarlaması yapıldı ama neyse) Steven spielberg ve Micheal bay gibi
sinemanın dev isimleri tarafından desteklenen ve çekimleri yılları
bulan film projesi nihayet geçtiğimiz haftalarda izleyici ile
buluşmuştu ve oldukça da büyük ilgi gördü. Günümüzün değişmez
kurallarından olan “Film oyunu” kavramı Transformers için de geçerli.
Zaten bir çok Marvel çizgi-roman karakterinin oyun yapım hakkını elinde
bulunduran Activision, bu çizgi uyarlamada da başrolda yine. Oyunumuz,
film beyazperdeye uğramadan önce Transformers severlerle buluştu.
Özellikle filmden önce oyunu oynayanlar daha sonra filmle benzer
sahnelerle karşılaşabilirler.
Konuyu kısaca özetleyecek olursak: Sam withwicky, araba tutkunudur.
İkinci el bir araba pazarından aldığı araba tüm kaderini değiştirecektir
aslında; ama bunun farkında değildir.ıÜüSarı klasik Camaro yani
Bumblebee, bize ilk görünen robot. Arkasından iki ırkta dünyaya iner.
İstedikleri şey, yüzyıllar önce Sam’ın dedesinin keşfettiği şeyi yani
Küp’ü ele geçirmektir. Özel güçlere sahip olan küp, yaydığı inanılmaz
enerji sayesinde metal nesnelere hayat verebiliyor. Bunu bilen
Deception’lar, Küp’ü ele geçirerek dev bir ordu kurmayı amaçlıyor.
Autorobot’lar da buna engel olmak ve Deception’ları durdurmak
zorundadırlar. Burada sam’in önemi ise küpe giden anahtarın dedesinin
eski gözlüğünde olması ve bu gözlüğünde sam’de olması.
Uzay teması hakim bir ana menü bulunuyor oyunda. Bana ilk görüşte biraz
Doom3′ü anımsattı. İlk baktığımızda en dikkat çekici başlık : BONUS
bölümü oluyor. Karakterler, yüzlerce resim, videolar gibi ekstralar hoş
bir özellik olarak eklenmiş; ama bunları hemen göremiyoruz. Nedenini
ilerleyen satırlarda açıklayacağım. Uzatmadan oyuna girmek için “new
game” dedikten sonra önümüze iki seçenek çıkıyor. AUTOBOT ve DECEPTION.
Bilenler bilir. Transformers’te bu iki farklı ırk arasında sürekli
rekabet olmuştur. İlk ırk yani autobot’lar kısaca iyi taraf. Bu başlığı
seçersek amacımız kayıp küp’ü, Kötü ırka kaptırmamak ve yok etmek.
Akabinde Dünyayı kurtarmak. Bu camping’i seçtiğiniz taktirde filmin ana
temasını az çok oynamış olacaksınız. Deception’lar ise Küp’ü bulmak ve
bunun için önüne geleni yoketmekten geri kalmayan bir ırk. Bu ırkı
seçtiğiniz takdirde alternatif bir senaryo oynayacaksınız bir bakıma.
Oyuna girdiğimizde ilk dikkat çeken haritalar. Önümüzde oldukça geniş
bir şehir haritası bulunuyor. İstediğimiz yere gidebiliyor, binalara
tırmanabiliyoruz. Ortalığı dağıtmakta üzerimize yok. Öyleki trafikte
seyreden araçları kaldırıp, ağaçları yerinden söküp fırlatabiliyoruz.
Çevre ile etkileşim içersindeyiz yani çevredeki her unsur hem
yardımcımız hemde düşmanımız olabiliyor. Trafikte veya normal esnada ani
değişimler yaparak robot’tan arabaya aynı şekilde tam tersine
dönebiliyoruz. Oyunun en güzel yanlarında biri bu bence. Trafikte araç
olarak ilerlerken gitmemiz gereken yere daha kısa yoldan ilerlemek
istiyorsak virajlarla uğraşmak yerine ani bir dönüşüm ile binaların
üzerinden, köprülerden istediğimiz yere varıyoruz. Bu yöntem çok
eğlenceli ve farklı alternatifler sunuyor oyunculara. Yıkılıp deforme
olan çevreler ise görülmeye değer. Tam anlamıyla kaos ortamını
andırıyorlar. Fizikler üzerinde iyi çalışılmış belliki. Oyunda
genellikle yapacağımız görevler, bir yeri koru, yok et, vur ilerle
mantığı ile ilerliyor. Bölümleri geçtikte puanlar topluyoruz ve farklı
robotları yönetme hakkı kazanıyoruz. Her bölüm başı ve sonunda sinematik
videolar karşılıyor bizi. Çeşitli karakterlerle oyuna devam etmek bir
diğer güzel yön. Optimus prime, Megatron,Bumblebee, Jazz, İronside bu
karakterlerden başlıcaları ve hepsinin kendilerine has özellikleri var.
Yapacak yeni görevler haritada fosfor yeşili olarak gösteriliyor ve
tamamladığımız görevler soluk sarı olarak gösteriliyor. Böylece yapılmış
ve yapılacak görevler belli oluyor. Yapmış olduğumuz görevleri tekrar
oynayabileceğimiz gibi oyunda senaryoya bağlı kalmak istemeyenler için
küçük görevler de bulunuyor. Bunları yaparak kazanacağımız puanlar ve
oyun ilerleyişimize göre bonus bölümünden materyaller açılmaya başlıyor.
Biraz da sistemsel özelliklere baktığımızda, Grafikler güzel.
Özellikle robotların tasarımları hele hele dönüşürlerken ki ortaya
çıkan görsel tablo oldukça hoş. Işıklandırma ve çevre tasarımları da
gayet başarılı. Seslendirme kadrosunda ise film ekibi bulunuyor.
Kontroller ise bekleneni veremiyor ne yazıkki. Çeşitli kamera açıları
sorun olabiliyor, araba kullanmak tam bir işkenceye dönüşebilir. Ek
olarak arabalarda nos’da bulunuyor. Böylece sınırlı bir zamanda
gitmemiz gereken bir yere daha hızlı ulaşabiliyoruz. Bu oyun aynı
zamanda size güzel yarış deneyimleri de yaşatabilir.